Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de değişen ve gelişen yaşam koşulları, her geçen gün ”dışarda yemek yiyen” birey sayısını artırıyor. Koşullar ne olursa olsun dışarı da gıda tüketimi, her birey için belli oranlarda risk (gıda kalitesi, hazırlama ve servis koşulları vb gibi) taşıyan bir olgudur. Çünkü bu sürecin hiçbir noktası bizim kontrolümüzde değil. Böyle olunca insanların tedirginlik ve güvensizlik duymaları böyle düşünenler açısından normal kabul edilebilinir.
Diğer taraftan dünyanın en önemli ve giderek artan iki sağlık sorunu var ki, ikisinin de temelinde yanlış kötü ve beslenmenin olduğu kabul ediliyor. Obezite ( şişmanlık ) ve kanser bu hastalıklar ülkemiz de bugün için toplumun sağlığını tehdit edecek noktada olmasa da Sağlık Bakanlığının yayınladığı en son rapora göre, her geçen yıl ortalama 130-150 bin kanser vakası görülmekte, yetişkin kadın nüfusunun %40-45, erkek nüfusunun %30-35 obez sınırında, ayrıca gelecek 10 yılda gerekli önlemler etkin bir biçimde alınmazsa, şimdiki yaşları 12-15 olan çocuklarımızın, obez olma olasılığının %55-60 olacağı varsayılıyor. Özellikle okul çağı çocuklarının gün içerisindeki beslenmelerinin neredeyse %75- 80 ‘ni ev dışında ya okul kantinlerde yada sokakta her türlü kontrolden uzak gıdalarla karşılanıyor. Bu noktada bireysel olarak alınan her türlü önlem ve sağlık hizmeti, toplumun genelini yansıtmayacağından, ülke genelinde etkin önlemlerin alınması ve kalıcı halk sağlığı politikalarının oluşturulması gerekmektedir.
Nereden bakarsak bakalım “sağlıklı,yeterli-dengeli beslenmenin” hem bireysel, hem de toplumsal bazda giderek önemi artıyor ve artacaktır.
Günümüzün insanı, bir taraftan teknolojinin olanaklarından faydalanarak yaşamını kolaylaştırırken, diğer taraftan bedensel anlamda ciddi bir hareketsizlikle yaşıyor. İşe arabayla gitmek, merdiven yerine asansör kullanmak , ofis odalarında evrak almak yerine, bilgisayar ve telefon tuşlarıyla istediklerine ulaşmak gibi neredeyse günlük yaşamın %85-90 masa başında geçmektedir. Ayrıca yoğun yaşamın yarattığı zaman darlığı ve gıda sektörünün sunduğu bol seçenek ve kolaylıklar sonucu, birçok gıdayı şişlenmiş veya yarı işlenmiş olarak tüketiyor,zaman sıkışıklığını bahane ederek düzenli beslenemiyor, öğünlerinde ya tek çeşit gıda tüketiyor yada 5 –6 saat hiç birşey yemiyor. Böyle olunca tüm yemek zevkini, çeşit ve miktar olarak akşam geç saatlere bırakıyor. Böyle bir öğünden sonra, genelde yatana kadar ya TV izleniyor yada oturarak sohbet ediliyor yani hareketsiz bir süreç başlıyor .
Tüm yaşananların sonucunda ;
*Hareketsiz bir yaşam
*Fast- food tarzı beslenme sıklığı
*İşlenmiş gıda tüketimi sıklığı (işlenmiş gıdaların raf ömrünü uzatmak için birçok katkı maddesi kullanılıyor.)
birçok sağlık sorunu kapımızı çalıyor.
*Obezite
*Kalp-damar hastalıkları
*Şeker (diabet) hastalığı
*Vücut direncinin zayıflaması sonucu birçok enfeksiyon hastalıklar
*Metabolik ahengin bozulması sonucu hormon dengemizin bozulması
*Stresle başedememe
Tüm hepsinin karşılığı olarak,yaşama karşı umutsuz, mutsuz,verimsiz ve kendisi ile barışık olmayan insan sayısının her geçen gün artması,sadece bedensel değil aynı zamanda ruhsal ve sosyal bir sağlık sorunu yaratıyor.
Yaşamımızın Kalitesini Artırmak İçin Neler Yapabiliriz ?
* Mutlu yaşamın ön koşulu olarak fazla kilolarınıza odaklanmak yerine,sorunu nasıl kalıcı çözeceğinize odaklanmayı hedefleyin,bunun için gerekiyorsa konu ile ilgili eğitim almış uzman kadrolardan destek alınız.
* Yaşamın birçok renginden yararlanmanın yollarını araştırınız. Yani yaşamınıza zenginlik katınız ( size keyif veren hobiler edininiz)
* Düzenli aynı zamanda yeterli-dengeli beslenmenin kurallarını öğrenin bu kuralları mutlaka yaşamınızda uygulayınız.
* Günlük yaşamınızda düzenli ve sizin temponuza uygun bir EGZERSİZ türünü yapınız
* İçeriğini bilmediğiniz gıdaları sınırlı tüketmeye özen gösteriniz.
* Günlük yaşamınızda miktar ve çeşit olarak yeterli derecede, mevsiminde bol bulunan her çeşit ve renkte sebze,meyveye yeterli miktarda yer veriniz.
* Tüm yediklerinize özen gösteriniz bir şeyi ağzınıza götürmeden önce biraz düşünün aç mısınız, canınız mı sıkılıyor yoksa sadece el alışkanlığı mı?
Beslenme Uzmanı [Yazar]