Bu mevsim de insan organizmasında da bazı değişiklikler olmaktadır. Kısaca
sıralayacak olursak;
Hava sıcaklıklarının düşmesine bağlı olarak su tüketme isteğimiz azalır.
Enerjisi yüksek gıdaları tüketme isteğimiz artar.
Vücut ısımızı korumak için daha koyu renkli kalın giysiler giyeriz.
Havaların yağmurlu, bulutlu olması “hareketlerimizi” kısıtlar, yani daha az
yürürüz.
Gıda alış verişi yönünden yaz mevsimine göre meyve ve sebze seçeneklerimiz daha
azalır. Bu mevsimde “bilinçli bir tüketici” turfanda meyve sebze seçmek yerine
mevsim sebze ve meyvelerini seçmelidir. Örneğin; soğuk algınlığına karşın
“turunç meyveler(portakal, limon, greyfurt, mandalina…gibi) ve lahana, taze
soğan, pırasa, karnabahar gibi kışlık sebzeleri seçmelidir.
Bilinmelidir ki; mevsiminde üretilen sebze ve meyveler “besin öğeleri “
içerikleri daha zengindir.
Meyve ve sebze gibi kısa ömürlü ve çabuk bozulan gıdalar alırken öncelikle
günlük semt pazarları tercih edilmeli veya az miktarlarda günlük alınmalıdır.
Bilinmelidir ki kısa ömürlü bu yiyecekler fazla miktarlarda alınıp buzdolabında
3-4 gün bekletilse de besin öğeleri içerikleri azalır.
Pazardan aldığımız sebze- meyve evde nasıl muhafaza edilmelidir?
Pazar veya marketten aldığımız sebzeler ve meyveler evdeki buzdolabına
konulurken poşetleri değiştirilmeli ( şeffaf buz dolap poşetleri) tekrar gözden
geçirilerek ezilmiş, parçalanmış olanlar ayıklanmalıdır.
Salata hazırlanmış olarak açıkta oda ısısında bekletilmemeli , aksi halde “C
vitamini oda ısısında okside olup kaybolur. Bizde sadece sebzenin posasını yemiş
oluruz.
Yine evlerimizde çok sıklıkla tüketilen makarnaların haşlama suyu
dökülmemelidir. Tahıl gurubu gıdalardan olan makarnanın içeriğinde “B
vitaminleri” oldukça yoğundur. Ancak bu vitaminler “suda eriyen” vitamin
gurubuna girer. Eğer bolsuda makarnayı haşlayıp suyunu dökersek sadece
makarnanın nişasta kısmını yemiş oluruz. Makarnalar tıpkı bulgur pilavı gibi
suyu çektirilerek pişirilmelidir.
Aynı şekilde kuru baklagiller de ayıklanıp, yıkanıp 6-7 saat ıslatıldıktan
sonra direkt pişirilmelidir. Haşlanıp suyu dökülmemelidir.
Kışın kendinize çocuklarınıza “taze meyvesuyu içirmek yerine meyvenin kendisini
tüketiniz. Böylece “sağlıklı beslenmenin vazgeçilmezi olan “posa/lif/fiber..den
doğru yararlanmış olursunuz.
Unutmayınız; posası düşük bir beslenme modeli “kalın barsak kanserlerinin” en
büyük davetiyesidir. Ve ülkemizde bu durum oldukça sık görülmektedir. Yeri
gelmişken belirtelim;
Kalın barsak kanserlerinden korunmak İçin; günlük beslenme de;
Bol posalı beslenmek,
Düzenli yeterli su içmek
Düzenli hareket etmek,
Hazır gıdalar tüketmemek,
Fast food türü beslenmemek…. KALIN BARSAK KANSERLERİNİ ÖNLER..
Beslenme Uzmanı [Yazar]