Çocuklar da yetişkinler gibi kayıp yaşadıklarında yas tutarlar.
Ölüm hakkındaki sorular çocukların bitmeyen hayata anlam vermeye çalışma çabalarının doğal bir parçasıdır. Bu soruların varlıkları derinlerde yatan problemler ya da kötümser karakter özelliklerine bağlı değildir. ‘Neden doğdum?’ sorusu kadar masum ve merak içeren sorulardır.
Ölümle ilgili sorular ebeveynin mutlaka karsısına çıkacağı için önceden hazırlıklı olmakta yarar vardır.
Çocuğunuzun anlayabileceği bir dil kullanın.
Çocukların ölümle ilgili endişeleri yaşlarıyla yakından ilişkilidir. Bu yüzden vereceğiniz ayrıntıların onların anlayabileceği şekilde olmasına dikkat edin.
1-3 yaş:
Üç yaşından önce çocuklar ölümü algılayamazlar. Bu yüzden bu konuyu onlarla konuşmak gerekli değildir. Fakat bu yaştan itibaren çocukların ölümle ilgili kavramları gittikçe artar.
3-5 yaş:
-Okul öncesi çağdaki çocuk ölümün üzüntüyle ilişkili olduğunu bilir.
-Genellikle çocuklar ölüm ve yaşamı hareket ve hareketsizlikle bağdaştırır. Hareket yasam, hareketsizlik ise ölümdür.
-Ölüm geri dönüsü olmayan bir şeyden çok, geçici ve geri dönüsü olan bir şey olarak görülür.(Çizgi filmlerdeki karakterlerin tekrar tekrar canlanması gibi..)
-Bu yasta çocuklar genellikle ‘ölü insanlar ne yer?’, ‘ya ölü insanlar karanlıktan korkuyorsa?’, ‘ölüler toprağın altından görebilirler mi?’gibi sorular sorarlar.
-Ölüm korkusu bu yaslarda anne-babadan ayrılıkla ilişkilidir. Ölüm terk edilmek olarak algılanabilir.
6-9 yaş:
-Bu yaslarda çocuklar ölümün son olduğunu anlamaya başlarlar.
-Ölümü iskelet, canavar, hayalet gibi varlıklarla bağdaştırırlar ki bu da genellikle kabuslara ve karanlıktan korkuya sebep olur.
-Bu yastaki bir çocuk kendi ölümünün kaçınılmazlığını kavrayamaz.
-Sevdikleri biri öldüğünde çocuklar bunu kendi kötü düşünceleri ve davranışlarına karşılık ceza olarak algılayabilir ve suçluluk duyabilirler.
9-12 yaş:
-9 yaşından sonra çocuklar her canlının öldüğünü ve kendi ölümlerinin de kaçınılmaz olduğunu bilirler.
-9 yaşından sonra çocuklar ölümün geri dönüsü olmayan, evrensel ve kaçınılmaz olduğunu anlarlar.
-Ölümün birtakım fiziksel kurallarla geldiğini bilirler.(Örnek;vücut yaşlanır.)
-Bu yaştaki çocuklar yasamın bir takım kazalar sonucu sonlanabileceğini bilir.
Çocuklarla ölüm hakkında nasıl konuşmamalıyız?
-Ölümü uykuyla bir tutmayın. ‘Sonsuz uykuya daldı’ gibi benzetmeler kullanmaktan çekinin. Eğer çocuğunuz ölümü uykuyla karıştırırsa uykuya dalmaktan korkabilir.
-‘Uzun bir yolculuğa çıktı’ demeyin çünkü çocuğunuz kendini terk edilmiş hisseder ve neden kendisine güle güle denmediğini merak eder. Bunun yanında yolculuğa çıkan diğer yetişkinlerin de dönmemelerinden korkabilir.
-‘Hasta olduğu için öldü’ demeyin çünkü okul öncesi çağda çocuklar geçici ve ölümcül hastalıklar arasındaki farkı bilmez. Küçük çocuklara sadece bazı ciddi hastalıkların ölümcül olduğunu ve biz bazen hasta olsak da çabucak iyileşebileceğimizi anlatmakta yarar vardır.
-‘Yaşlı insanlar ölür’ demeyin çünkü kısa bir süre içerisinde genç insanlarında öldüğünü fark edeceklerdir. ‘Bazi insanlar gençken ölür bazıları ise yaşlıyken ama ben ikimizin de uzun yıllar yasayacağını düşünüyorum’ demek daha iyidir.
-Konuyu kapatmaya çalışmayın. Çocuğunuza bu konu hakkında açık ve konuşmaya istekli olduğunuzu gösterin ki bunun konuşabilecek bir konu olduğunu anlasınlar.
Çocuklarla ölüm hakkında nasıl konuşmalıyız?
Ölüm ile ilgili ne anlatacağınız sizin inançlarınızdan çocuğunuzun algılama seviyesine kadar pek çok faktöre bağlıdır. Bunun yanında mantıklı, sağlıklı cevaplar vermeniz için bir takım ana hatlar vardır.
-Ölüm hakkında konuşurken rahat olun
Her birimiz ölümü kabul etmeli ve onunla barış içinde olmalıyız. Ölümü duygusal ve entelektüel olarak kabul ettiğimizde çocuklarımıza bu konuda rahatça konuşmaları konusunda yardımcı olabiliriz. Çocuğunuza ‘bütün cevapları bilmesem de bu konuda soru sorman çok normal’ şeklinde yaklaşın ki ölümü korkutucu bir konu olarak görmesin. Çocuklarınıza ölüm hakkında doğum hakkında konuşabildiğiniz gibi konuşabileceğinizi hissettirin.
-Çocuğunuzun tam olarak ne sorduğunu anlamak için kendinize zaman tanıyın
Çocuğunuzun kafasını karıştırmamak için ona sadece istediği cevapları verin ve gereksiz ayrıntılara girmeyin. Aşağıda çocuklara verilebilecek kısıtlı cevaplara örnekler vardır:
‘Büyüdügümde ölecek miyim?’
Herkes bir gün ölür.
‘Sen de ölecek misin?’
Evet ama uzun bir süre yasayacağımı tahmin ediyorum.
‘Neden filanca kişi yas tutup ağlıyor?’
….. ağlıyor çünkü ….. öldüğü için üzgün. Onu özlüyor. Değer verdiğimiz biri öldüğünde hepimiz üzgün hissederiz.
-Kesin cümleler kurun
9 yasından küçük çocuklar soyut kavramları anlamayacaklarından basit ve direkt konusun. Bunu anlatmanın en basit sekli doğadaki doğal yasam döngülerinden bahsetmektir. Onları bu doğal doğum, büyüme, çoğalma ve sonunda ölüm döngüsünü incelemeleri için teşvik edin. Onlara her canlının sürekli yaslandığını ve sonunda öldüğünü anlatın. Bu şekilde insanların bile ölümleri doğumları kadar doğal olacaktır.
Ölümü yasam eksikliği olarak da anlatabilirsiniz:ölmüş biri nefes almaz, konuşmaz, hissetmez, uyuma; ölmüş bir köpek havlamaz, koşmaz.
-Fikirleri zaman içinde yavaş yavaş sunun
Ölümü sadece bir sohbet içinde anlatmaya çalışmayın. Unutmayın ki çocuklar tekrar ederek öğrenir bu yüzden ayni soruyu defalarca sormalarında bir sakınca yoktur. Büyüyüp olgunlaştıkça çocuklar daha da ayrıntılı sorular soracaklardır ki bu da iyi bir şeydir.
Sevdikleri biri ölmek üzere olduğunda ne yapmak gerekir?
Çocukların da büyükler gibi yas tutup ölümü kabullenmeye ihtiyaçları vardır. Bu yüzden:
-Ölüm haberini basit ve dolambaçsız verin. Eğer mümkünse çocuğun önceden beri farkında olduğu bir şekilde cümleye başlayın. ‘Biliyorsun ….. hastaydı ve hastaneye gidiyordu. Doktor biraz önce ….. öldüğünü haber verdi.’
-Dokunarak teselli edin ki çocuğunuz yalnız olmadığını hissetsin.
-Çocuklarınıza üzgün olduğunuz halde güçlü olduğunuzu ve onlara her koşulda bakabileceğinizi söyleyip onları teselli edin.
3 yaşında çocuklar bile yas tutabilir fakat genellikle bu kadar yoğun duygular onlara ağır gelebildiğinden bu duyguları bastırabilirler. Genellikle çocuklar üzüntülerini korunacaklarından ve bakılacaklarından emin olmadan belli etmezler. Bu yüzden onun hep yanında olduğunuzu hatırlatarak ölen kişinin bir daha gelmeyeceğini belirtin.
-Üzüntüsünü belli edemiyorsa ilk önce siz onun adına üzüntüsünü kelimelere dökün. ‘Biliyorum ….. çok özlüyorsun..’
-Çocuklarınızın duygularını kabul edin. Duygularını yanlış ifade etseler bile onları dinleyin. Sözlerini kesmeyin ve nasıl hissettiğini anladığınızı belirtmek için onların söylediklerini tekrar edin.
-Sözel olamayan duygu aktarımlarının varlığını sağlayın. Oyun ya da sanat kullanarak çocukların duygularını göstermelerini sağlayın.
-Ölüm hakkında çocuğunuzun anlayacağı dilde konusun.
-Ölmüş olan kimseyi ayrıntılarıyla anin. Bu çocuğunuzun yas sürecini atlatmasında yardımcı olur.
-Sevginizi ve desteğinizi açıkça belli edin.
-Üzüntünüzü saklamayın.
Uzman Pedagog [Yazar]
"Çocukta Ölüm Kavramı" ile ilgili BENZER YAZILAR