Annenin çocuğunu bırakıp işe gitmesinin yanı sıra bunu nasıl anlamlandırdığı çok önemlidir.
Bunlardan biri de evde çocuk büyüten, mutfakta kek yapan anne figürüdür. Bugün bu kalıptan giderek uzaklaşan anne, her değişimin hafızasında bilmeden yer edenlerle olan farklılığın faturasını ödemekte. Yani toplumsal kalıplar, öğretiler anneye evde olması adına adeta çığlık atarken, anne iş yerinde.
Buna ekonomik ve çevresel baskıları da eklersek ki bunlar koca, aile büyükleri, yakın arkadaşlar olabilir. Çalışan annenin nasıl birkaç gün arasında ezildiğini anlamak hiç zor değil.
Oysa çocuk psikolojisindeki yeni teoriler, çocuğun daha birkaç aylıkken annesinin gidip geri döneceğini öğrendiğini ve ona güven duyabildiğini söylüyor. Ayrıca pek çok uzman erken çocukluk döneminde çocuğun hayatındaki en önemli olan figürden bahsederken “anne” kelimesi yerine “primary caregiver” (çocuğa birinci derecede bakan ve koruyan) terimini kullanmakta.
Yani annenin belli bir çalışma düzeni varsa, bu düzen içinde teknik ve duygusal rahatlığı saplanırsa, çocuğun gün içinde bakımı sadece ve sürekli aynı kişi tarafından gerçekleşirse annenin çalışmasının çocuğun sağlıklı yetişmesine çok olumlu katkılardan söz edilebilir.
Evde olan, ama zaten evde olmasının çocuk için yeterli olduğunu düşünen ve onunla “kaliteli zaman” dediğimiz yoğun ilişki kurabildiği en küçük bir faaliyet yapmayan pek çok ev kadınının anne olduğunu da unutmayalım.
Annenin çalışması sadece onun tedirginlik ve suçluluk duyguları ile dolu olduğu zaman, bu ruh haliyle çocuğu ile kısa, ama yoğun bir ilişki kuramadığı zaman problem yaratabilir. Artık biliyoruz ki, bebekler pek çok algısal donanımla doğarlar ve eskiden söylendiği gibi dünyadan habersiz ve çaresiz değildirler. Ve yine biliyoruz ki endişeli bir annenin bebeği daha ilk aylardan itibaren, bunu endişeyi kendi duygusu gibi yaşar ve kendini iyi hissetmez.
İlk aylar için anne-çocuk ilişkisini anlatan bir formül vardır: “iyi anne = iyi ben / kötü anne = kötü ben”.
İleriki yaşlarda ise anne yetersizliğine inanıyorsa, kaygılı ve suçlu hissediyorsa, unutmasın ki kendi anneliğini kendisi nasıl görüyorsa, çocuğu da öyle görüyordur.
Çalışan anneler kendilerini iyi hissettikleri sürece çocuklarının iyi olacağını unutmamalılar. Çalışmanın çocuğa ihanet olmadığını, ilişkiyi daha kaliteli yapabileceğini bilmeleri gerekir.
Uzman Pedagog [Yazar]
"Çalışan Annenin Suçluluk Duygusu" ile ilgili BENZER YAZILAR