Birçok kadın -sosyal, mesleki, maddi- çeşitli baskılar nedeniyle bebeği doğduktan sonra evde kalma olasılığına sahip değildir. Ancak, böyle bir seçim yapma olasılığı olanlar karar verme aşamasında büyük sıkıntı çekerler. Çocuk bakımı uzmanları -kendi aralarında uzlaşamadıklan için- bu kadınlara pek yol gösteremezler. Bazıları annenin bir işte çalışıp çocuğuna bakım koşulları sağlamasını zararlı değil hatta yararlı olarak nitelendirir. Diğerleri ise hem anne hem de babanın çalıştığı koşullarda çocuğun büyük zarar göreceğini bu nedenle ebeveynden birinin (pratik nedenlerle bu genellikle annedir) çocuk en azından üç yaşına gelene kadar hiç değilse yarım gün evde kalması gerektiğini hararetle savunurlar.
Araştırmalar bu konuda fayda sağlamamaktadır. Çalışma sonuçları birbiriyle çelişmektedir. Bunun en önemli nedeni bu tür çalışmalara yapılmasının ve değerlendirilmesinin zor olmasıdır. (Annenin maaş aldığı bir işte çalışmasının veya çalışmamasının çocukları ne şekilde etkilediği nasıl ölçülebilir? Hangi etkilerin değerlendirilmesi önemlidir? Hangilerinin ölçümü zordur? Tahmin bile edemeyeceğimiz etkiler var mıdır? Problemler hemen mi görünür yoksa erişkinlikte mi ortaya çıkar?) Buna ek olarak araştırmacının tutumu da araştırmanın sonucunu etkilemektedir.
Annenin ev dışında çalışmasıyla ilgili olarak net bir risk veya fayda tanımlanamadığı için bu kararı verme tamamen ebeveyne kalmaktadır. Eğer siz de bu soruyu kurcalıyorsanız aşağıdaki konulan irdeleyerek kendiniz için en yararlı olanı seçebilirsiniz.
Sizin öncelikleriniz nelerdir?
Hayatınızda neyin sizin için en önemli olduğunu anlamaya çalışın. Bir kâğıda önceliklerinizi sıralayın. Bunlar bebeğiniz, aileniz, mesleğiniz, maddi güvence, hayatın lüksleri, tatiller, ders çalışma gibi maddeleri içerebilir ve kapı komşunuzunkinden ya da yan masadaki çalışma arkadaşmızınkinden tamamen farklı olabilir. Önceliklerinizi belirledikten sonra bunların en önemlilerini gerçekleştirmek için çalışmanızın mı yoksa evde kalmanızın mı daha uygun olduğunu kararlaştırın.
Hangi tam zamanlı rol size daha uygun?
Evde bebekle kalmanızın sizin için en iyisi olduğundan emin misiniz? Yoksa evde oturmak sizi sabırsız ve gergin mi yapıyor? İşe gittiğinizde bebeğinizle ilgili kaygılarınızı bir yana bırakabilecek misiniz, eve geldiğinizde bebeğinizle ilgilenirken ise işlerinizi ofiste terk edebilecek misiniz? Ya da hayatınızı kompartımanlara ayırmakta zorlanıp her iki durumda da elinizden gelenin en iyisini yapmakta güçlük mü çekeceksiniz?
Bir başkasının bebeğinizin bakımını üstlenmesi konusunda rahat olabilecek misiniz?
Kimsenin bu işi sizin kadar iyi yapabileceğini düşünmüyor musunuz? Yoksa evde olmadığınız saatlerde sizin yerinizi doldurabilecek birini (veya bir grubu) bulabileceğinize (şimdiden bulmuş da olabilirsiniz) inanıyor musunuz?
Önemli adımları kaçırma konusunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Bebeğinizin ilk gülüşü, yalnız başına oturuşu, dört ayak üzerinde doğrulması ve emeklemesi veya bir adım atması bunları başkasından duymak sizi rahatsız edecek mi? Eğer bebeğinizin bir yeri incindiğinde bakıcıya doğru koşarsa kendinizi üzgün veya dışlanmış hissedecek misiniz? Bebeğinizle yalnızca akşam üzerlerini ve hafta sonlarım geçirerek onun sözlü olarak ifade etmediği ihtiyaçlarını ve duygularını anlayabilecek misiniz?
Ne kadar enerjiniz var?
Gerek duygusal gerekse fiziksel olarak yüksek bir enerjiye sahip olmalısınız. Sabahları bebekle birlikte kalkıp, ardından işe hazırlanıp, bütün gün işte çalıştıktan sonra bebeğinizin, evinizin ve eşinizin ihtiyaçlarını karşılayabilesiniz. Her iki ebeveynin de çalıştığı çocuklu ailelerde enerji tükendiğinde bundan en çok zarar gören karı kocanın ilişkisidir.
İşiniz ve bebeğiniz ne kadar stresli?
Eğer işiniz stressizse ve bebeğiniz de şeker gibiyse ikisini birden idare etmek kolay olabilir. Eğer işinizde baskı yaşıyorsanız ve bebeğiniz de stresliyse her gün ve her gece her ikisiyle birden baş etmeyi imkânsız bulabilirsiniz.
İşinize geri döndüğünüz takdirde eşinizden veya bir başka kaynaktan yeterince destek görebilecek misiniz?
Kripton gezegeninden bir anne bile her şeyi tek başına yapamaz. Eşiniz hissesine düşen bebek bakımını, alışverişi, yemek pişirmeyi, temizliği ve çamaşır yıkamayı yapma konusunda gönüllü mü? Ya da bu işlerin yapılabilmesi için gereken dış yardımın masraflarını karşılayabilir misiniz?
Maddi durumunuz nasıl?
Çalışmamanız ailenizin ekonomik yükünü çok artıracak mı yoksa sadece hoşlandığınız ekstra harcamaları kesmeniz yeterli olacak mı? Bazı masraflarınızı kısarak gelirinizin eksilmesini telafi edebilir misiniz? Eğer işe geri dönerseniz işle ilgili masraflar (kıyafet, yol parası, çocuk bakımı) bütçenizde ne büyüklükte bir delik açacak?
İşiniz ne kadar esnek?
Eğer bebeğiniz veya bebek bakıcınız hastalanırsa işten izin alabilecek misiniz? Evde acil bir durum olduğunda geç gelip erken ayrılabilecek misiniz? İşiniz saatler boyu, hafta sonları çalışmayı ve/veya seyahati gerektiriyor mu? Bebeğinizden uzun süre ayrı zaman geçirme konusunda istekli misiniz?
İşe geri dönmeniz kariyerinizi nasıl etkileyecek?
Bir kariyeri beklemeye almak bazen işe geri döndüğünüzde geride kalmanıza neden olabilir. Bunun size de olacağını düşünüyorsanız (gerçi pek çok kadın işlerine döndüklerinde bu korkularının gerçekleşmemiş olduğunu görürler) böyle bir ödün vermeye hazır mısınız? Tam gün çalışmaya geri dönmeden evde olduğunuz yıllar içinde profesyonel olarak işinizi sürdürme imkânınız var mı?
Uzlaşabileceğiniz bir pozisyon var mı?
Belki her şeyi birden yaparken sağlığınızı koruyamazsınız fakat uygun bir ara yol sayesinde her iki dünyayı da idare edebilirsiniz. Olasılıklar sonsuzdur ve sizin becerinize ve deneyiminize dayanmaktadır. Eğer becerileriniz tam zamanlı çalışabilecek birinde zor bulunuyorsa bunları yarım gün olarak kabul ettirmeyi deneyin. Şimdiki veya bir önceki patronunuzun ya da yeni birinin sizi esnek, azaltılmış ve işi paylaşmaya yönelik bir programla işe alması olasıdır. Ya da tam gün bir yerde çalışmak yerine kendi inisiyatifinizle danışmanlık yapabilirsiniz. Belki işinizin bir kısmını veya tümünü evde yapabilirsiniz, ya da bebeğinizi yan zamanlı bir işe götürebilirsiniz (bazı kadınlar tam gün işlerinde bile bunu başarıyla uygulamışlardır). Bebeğinizi yanınıza alarak işlerinizin bir kısmını halledebilirsiniz (kararlı bazı kadınlar bunu da halletmişlerdir). Seçme şansınız olduğunda dört veya beş yarım gün çalışmanız iki veya üç gün tam gün çalışmanızdan daha iyidir, böylece bebeğinizden uzun sürelerle aynlmak zorunda kalmazsınız.
Emlak satışıyla uğraşıyorsanız haftada iki kez ev gösterin; öğretmenseniz iki veya üç öğleden sonra özel ders verin; terapistseniz hastalarınızı haftada birkaç gün görün; hemşireyseniz sağlık dersleri verin; sekreterseniz daktilo işleri üstlenin, doktorsanız özel bir hastanede veya klinikte yarım gün çalışın. Öğretmekten hoşlanıyorsanız, öğretmenlik yapabileceğiniz bir kuruluşta uzman olduğunuz alanda (yemek pişirmekten, yaratıcı yazı derslerine, aerobik egzersizden mahkemede hakları savunmaya, araba tamirinden vergi iadesi formları doldurmaya kadar aklınıza gelebilecek herhangi bir konuda) dersler verin.
Ya da evinizden yan-zamanlı bir işi yürütün. Muhasebeci veya reklamcıysanız evinizden idare edebileceğiniz müşteriler bulun; yazar, editör, grafik tasarımcısı iseniz serbest çalışma alanlarını araştırın. Örgü ustasıysanız bebek butiklerine satmak üzere kazaklar örün; benzersiz bir havuçlu kek yapıyorsanız yaptıklarınızı yakınınızdaki bir gurme pastaneye satın.
Eğer kendiniz veya bir başkası için evinizin dışında çalışmaya karar verirseniz çalışma saatlerinizin bir kısmı için bile olsa bir bakıcıya ihtiyacınız olacaktır. Fakat işinizi bebeğinizin gündüz uyuduğu zamanlara veya gece uyuduktan sonraya denk getirebilirsiniz, bir yerden bir şey almayı veya bir yere bir şey bırakmayı bebeğinizle birlikte de yapabilirsiniz. Ev işleri konusunda yardım almanız önemlidir. Böylece bebeğinizle geçirdiğiniz zamanın çoğundan vazgeçmemiş olursunuz.
Seçiminiz ne olursa olsun bazı ödünler vermenizi gerektirebilir. Evde kalma konusunda son derece kararlı olsanız bile mesleklerini sürdüren arkadaşlarınızla konuştuğunuzda içiniz cız edebilir. İşe dönme konusunda çok hevesli olsanız bile siz işinize giderken bebeklerini parka götüren annelerin yanından geçtiğinizde üzüntü duyabilirsiniz.
Bu tür pişmanlıklar normaldir ve mükemmel olmayan bir dünyada çok az şey mükemmel olabildiği için bunlarla yaşamaya alışabilirsiniz. Ancak bu duygunuz giderek artarsa ve tatmin olamama duygunuz tatmin olma duygunuza ağır basmaya başlarsa yaptığınız seçimi gözden geçirmenin vakti gelmiş demektir. Seçimi yaptığınız sırada teorik olarak her şey size normal görünse bile pratikte böyle olmayabilir ve bu durumda mümkünse kararınızı değiştirme konusunda tereddüt etmeyin.
İŞE NE ZAMAN BAŞLAMALI
Önceden kestirilebilen mükemmel bir zaman bulunmamaktadır ve kimse size "Tamam artık işine dönebilirsin. Bundan sonra sen de bebeğin de rahat olacaksınız" demeyecektir. İlk yıl içinde işe dönmeye karar verirseniz evrak çantanızı ve yemek poşetinizi alıp çıkacağınız zamanın ne zaman geleceği işinizin türüne, ne kadar doğum izni kullandığınıza ve kısmen de sizin ve bebeğinizin hazır olmasına bağlıdır. Bu da son derece kişisel bir karardır.
Seçme şansınız varsa uzmanlar bebeğinizle birbirinize "bağlanana" veya "yaklaşana" ve kendinizi bir anne olarak yeterli hissedene kadar beklemenizi önermektedirler. Bağlanma üç ay (bebeğinizde kolik varsa ancak bu aydan sonra arkadaş olmaya başlayabilirsiniz) da sürebilir beş altı ay da. Ne yazık ki zor bebeklere sahip olan anneler sanki başka birisi bebekleriyle daha iyi bir iş yapabilecekmiş gibi aceleyle işlerine dönerler. Bağlanma yarım kaldığı için bu kadınların bir kısmı hiçbir zaman anne olarak kendilerini yeterli hissetmezler bu da anne-çocuk ilişkisi açısından çok zararlıdır.
Yurt çapında doğum izinlerinin sürelerinin artırılması ve iş garantisi gündeme gelmektedir. Ülke olarak dünyanın pek çok ülkesine kıyasla geri kaldığımız söylenebilir. 100 den fazla ülkede doğum izni garanti edilmişken A.B.D. de çalışan kadınların ancak % 40 a yakını herhangi bir doğum izni kullanabilmekte ve toplam altı hafta olan bu izin ücretsiz olmaktadır. Kanada da 41 haftaya kadar izin kullanılabilmekte ve maaşın % 60 ı ödenmektedir, İtalyanlar beş aya kadar izin kullanıp maşlarının %80 ini alabilmektedirler ve Batı Almanya dakiler 18 hafta tam ücretli olarak izine ayrılmaktadırlar. Biz de en az bu kadar iyi şartlara, hatta daha iyisine sahip olmalıyız.
Kaynak: "Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler"
Yayınlanması için gönderdiğiniz yazılar [Yazar]