İlköğretim Çağı (6-13 yaş) Çocuklarında Güvenli İnternet Kullanımı

İlköğretim Çağı (6-13 yaş) Çocuklarında Güvenli İnternet Kullanımı

İlköğretim Çağı (6-13 yaş) Çocuklarında Güvenli İnternet Kullanımı

Tülay Özer

Tülay Özer

İletişim araçları arasında belki de en önemli yeri kaplayan bilgisayar, her yaştan bireyi birçok bilgiye kısa sürede ulaşmalarına vesile olan İnternet ile buluşturuyor. Hemen her yaş döneminde ebeveynleri model alan çocuklarımız, rol modellerinin internet kullanım davranışlarını da öğrenme süreçlerine dahil ediyorlar. Ancak, oto kontrol konusunda yetişkinlere oranla daha az etkin olan kimi çocuk için internet kullanımı bir süre sonra sorun haline gelebiliyor.

Bu öğrenme sürecinde çocukların iç denetimleri yeterli olmadığından ebeveynlere büyük görevler düşüyor. Her yaş döneminin gelişim basamaklarında gösterdiği özellikler farklı olduğu gibi interneti kullanma davranışları da değişim gösteriyor. Ailelerin bu gelişim dönemlerinin özellikleri hakkında bilgi sahibi olmaları ev içi kullanım kurallarını belirlemelerinde yardımcı olacak diye düşünüyorum.

 

İlköğretim hayatına atılan 6 yaş çocuğu bundan böyle interneti tek başına keşfetmek isteyecektir. Artık tam bir okullu olmuştur, büyümüştür. Bu durumu her davranışında ortaya koymak isteyeceği gibi internet kullanımında da göstermek isteyecektir. Bu yaş çocuğu otoriteyi çok fazla sorgulama eğiliminde değildir. O nedenle koyulan kuralları uygulama konusunda ebeveynlerin pek fazla sıkıntı yaşaması beklenmez.

Sanal ortamda yapabilecekleri geçmişten getirdikleri bilgi birikimi ile doğru orantılıdır. Ancak, standartlara baktığımızda ortalama bir 6 yaş çocuğu fareyi kullanma, bilgisayarda oyun oynama, oyun sırasındaki yönergeleri yerine getirme konularında başarılıdır. Ancak, internet kullanımında henüz ailesine bağımlıdır. Tek başına e-posta adresi almak, e-posta göndermek gibi işlemlerde büyüklerinin yardımına ihtiyaç duyarlar.

6 yaş:

Henüz okula başlamış ve dolayısıyla artan sorumluluklarına adaptasyon sürecinde olan, özellikle tam gün okula giden, 6 yaş çocuğunun günlük bilgisayar kullanım süresinin 30 dakika ile 1 saat arasında olması idealdir.

 

7-9 yaş:

7 yaş ile 9 yaş arası, internete ilginin oldukça arttığı bir dönemdir. Genel olarak bu yaşlardaki çocuklar yasaklanan birçok davranışı gerçekleştirme eğiliminde olduğundan internetteki yasaklar da ilgilerini çekecektir. Fakat aileler birtakım raporlama sistemleri ile çocuklarının hangi sitelerde, ne kadar süre gezindiklerini görebilirler. Bu yaş çocukları kolaylıkla güvenme eğilimindedirler, bu nedenle ebeveynler internette yeni tanışılan kişilere karşı dikkatli olmalıdırlar. Bu gibi durumlar ile ilgili olarak çeşitli kurallar belirlenebilir: İnternette yeni biri ile tanıştığında/konuştuğunda bunu ebeveynler ile paylaşmak, ebeveynlerin izni olmadan tanıştığı kişiler ile bilgi alışverişinde bulunmamak, vs.

Ortalama bir 7-9 yaş çocuğu internette gezinmeyi, çeşitli oyunlar oynamayı, e-posta gönderip almayı başarabilir. Bu yaştaki çocuklar için ideal internet kullanım süresi günlük 1,5–2 saati geçmemelidir.

 

10-13 yaş:

Ön ergenlik dönemindeki 10-13 yaş çocuğu, İnternet ile ilgili oldukça fazla bilgiye sahiptir. Bu alandan her türlü bilgiye sınırsız ulaşım sağlayabileceğinin farkındadır. Bu yaş döneminde arkadaş ilişkileri eskiye oranla önem kazanır. Arkadaşlık kurma siteleri ve özellikle anlık ileti en çok kullanılan araçlardır. Ayrıca, okullar doğru kullanımını teşvik etmek amacı ile internetten bilgi aramaya yönelik çeşitli projeler, ödevler verirler. Dolayısıyla internetin eğitici rolü bu dönemde ön plana çıkmaya başlar. Bunlara ek olarak, 10-13 yaş aralığındaki çocuklar interneti müzik yüklemek, e-posta göndermek ve sevdikleri ünlüler hakkında araştırma yapmak için de kullanırlar.

Bu dönemde günlük internet kullanımı süre açısından bireysel farklılık gösterebilir. Çocuk, sosyal ilişkilerinin devamlılığı için uzun süreler boyu çevrimiçi kalmak isteyebilir. Burada önemli olan aile bireylerinin hep birlikte üzerinde anlaşacakları aile içi internet kullanım kurallarını belirleyerek huzuru sağlayabilmeleridir.

 

 


Açelya Şahin Fırat
M.A. Uzman Klinik Psikolog [Yazar]