Özel Öğrenme Güçlüğü gelişimsel nörolojik bir problemdir. Basitçe anlatmak gerekirse beynin çalışma sisteminde bir farklılığın bulunmasıdır. Öğrenme güçlüğüne sahip kişiler normal veya normalüstü zihinsel kapasiteye sahip oldukları halde bazı öğrenme alanlarında yaşadığı güçlükler nedeniyle bu tanıyı almaktadırlar.
Dış dünyadan duyu organları yardımıyla bilgilerin algılanması, işlenmesi, anlamlandırılması, sıraya konulması, organize edilmesi, eski ve yeni bilgilerle bağlantı kurulması, depolanması ve gerektiğinde depolandığı yerden çekip alınarak tekrar kullanılması yani “öğrenme” basamaklarının her biri koordine bir şekilde çalışmalı ki öğrenme işlemi gerçekleşebilsin. Bu basamakların bir veya birkaçında problem yaşandığında öğrenme güçlüğü tablosu ortaya çıkmaktadır.
Öğrenme güçlükleri spesifik olarak şöyle tanımlanabilir:
Okuma Güçlüğü- Disleksi (Dyslexia):
Yazma Güçlüğü- Disgrafi (Dysgraphia):
Matematik Güçlüğü (Dyscalculia):
Görsel-İşitsel Algı Güçlükleri:
Sözel Olmayan Öğrenme Güçlükleri: (Nonverbal Learning Disability-NLD)
Temelinde dil gelişimi sorunları bulunan ve okul döneminde çocuğun ses-sembol ilişkisini kurup, yazılı sözcükleri okumakla ilgili güçlük yaşaması durumudur. Temelinde görsel algı ve el-göz kordinasyon güçlüklerinin bulunduğu ve kişinin harfleri oluşturup yazmakla ilgili güçlük yaşaması durumudur. Kişinin temel veya karmaşık matematik kavramlarını öğrenip önceden öğrendikleriyle bağlantı kurup yeni kavramları eklemede, aritmetik problemlerini çözebilmede,vb. yaşadığı güçlüklerdir. Normal işitme ve görme fonksiyonlarına sahip olduğu halde kişinin işitsel alanda dinleme, karmaşık dil sistemini anlama, takip ve analiz etmeye yönelik güçlükler; görsel alanda ise görsel bilgiyi yorumlayabilme, detaylara odaklanabilme, yön tayin etme gibi güçlükler yaşaması durumudur. Beynin sağ hemisfer fonksiyonlarıyla ilgili problemler temeliyle oluşan ve kişinin görsel-mekansal organizasyonla ilgili, ayrıca sosyal iletişim ve etkileşimin gerektirdikleriyle ilgili güçlükler yaşaması durumudur.
Görülme Sıklığı:
Araştırmalara göre toplumumuzda öğrenme güçlüğünün görülme sıklığı yüzde 6 civarındadır. Amerika ve Avrupa ülkelerinde bu sayının yüzde 15 civarında olduğu düşünülürse bizim ülkemizde öğrenme güçlüğünün tam olarak tanınıp değerlendirilemediği anlaşılmaktadır. Eğer yüzde 15 rakamı alınıp ortalama sınıf mevcudunun da 40 civarı olduğu düşünülürse her sınıfta yaklaşık 6 çocuğun bir çeşit öğrenme güçlüğü yaşayabileceği göz önünde bulundurulması gereken bir gerçektir. Bu durumda öğrenme güçlüğü konusunda öğretmenlerimizin bilgi sahibi olmaları çok önemlidir.
Öğrenme güçlükleri çok belirgin belirtiler yoksa eğer genelde çocuğun okul hayatı başladığında farkedilmektedir. Fakat öğrenme güçlüğü erken dönemlerde de sinyallerini verebilir. Bu nedenle çocuklar büyürken anne babaların bu konuda bilgi sahibi olmaları çok önemlidir. Çocuğun yetersiz olduğu alanlar ne kadar erken farkedilip müdahaleye başlanırsa çocuğun eğitim hayatı boyunca yaşayacağı güçlükler o derece aza indirgenmiş olur. Aşağıdaki işaretler mutlaka bir öğrenme güçlüğü oluşmasını elbetteki garanti ETMEZ fakat yine de bu durumlarda anne babaların ve okulöncesi eğitimcilerinin yakın takibi önemlidir.
*Yürümenin gecikmesi, hiç emeklemeden yürüme, normalden farklı bir emekleme durumu (geri geri emekleme gibi)
*Kalın ve ince kasları koordine bir şekilde kullanama, eşyalara çarpma, eşyaları düşürme, sakarlık
*İnce kas ve el-göz kordinasyon becerilerinin gecikmesi (yaş grubuna göre pastel, makas kullanma, düğme ilikleme gibi becerilerin geç öğrenilmesi)
*El tercihinin gecikmesi (bir sağ, bir sol elini kullanma)
*Konuşmanın gecikmesi
*Artikülasyon problemleri
*Sözcük dağarcığında yaş grubuna göre yetersizlik
*Renkler, şekiller, sayısal çokluklar, sınıflamalar, benzerlikler, farklılıklar gibi temel kavramların öğrenilmesinde güçlükler
*Kuralları ve rutinleri takip etmede güçlük
*Arkadaşlık başlatma ve sürdürme güçlükleri
*Dikkat dağınıklığı ve yerinde duramama
*Ses-sembol ilişkisi kurmakta zorluk çekme yani “t” harfini görünce t sesinin akla gelmemesi veya tersi
*Yavaş okuma, okuduğunu anlamama
*Tersten okuma “çok” yerine “koç” diye okuma
*Hece, sözcük, cümle, paragraf kavramlarını ve arasındaki bağlantıları anlayamama
*Harf ve sayıları ters yazma
*İmla kurallarını öğrenmede güçlük
*Yazının okunmaması
*Sözel ve yazılı anlatımda (paragraf veya kompozisyon yazmada) güçlükler
*Kısa süreli veya uzun süreli hafızayla ilgili güçlükler
*Yeni kavramları öğrenmede güçlük
*Zaman kavramını öğrenmede güçlük ve zamanı ayarlayamama
*Ödev yapma ve ders çalışma sistemi oluşturamama
*Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, dalıp gitme
Tedavi Süreci:
Yukarıda belirtildiği gibi durumun erken farkedilmesi tedavi sürecinde önemli rol oynar. Sonrasında bu konuda çalışan bir uzmanla görüşülüp çocuğun kapsamlı bir şekilde değerledirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmede amaç hangi öğrenme alanlarında sorun yaşandığının belirlenmesidir. Sonrasında bu alanları geliştirmeye yönelik özel eğitim çalışmalarına başlanır. Değerlendirme sonuçları aileyle görüşülürken çocukla da farklı bir öğrenme şekline sahip olduğu açık bir şekilde konuşulmalı ve yapılacak olan çalışma kendisine açıklanmalıdır. Bu aşamada gözden kaçırılmaması gereken nokta şudur ki öğrenme güçlüğüne sahip bir çocuk okul ve çeşitli alanlardaki başarısızlığı nedeniyle önemli ölçüde özgüven eksiklikleri yaşayabilir. Bu nedenle değerlendirme sırasında çocuğun güçlü alanlarının belirlenmesi çok önemlidir. (Örneğin çocuk okuma güçlüğü yaşayabilir fakat çok iyi basketbol oynayabilir...) Bu güçlü alanlar hem aile hem de eğitimciler tarafından çocuğa zaman zaman hatırlatılmalıdır. Hem akademik anlamda hem de sosyal etkinliklerde çocuğun kendisini başarılı hissedebileceği alanlarda performans sergilemesine destek olmak gereklidir.
Kaynaklar:www.ldonline.org www.allkindsofmind.org www.hiperaktivite.org
Okul Döneminde Karşılaşılan Güçlükler:
Okul Öncesi Dönemde Öğrenme Güçlükleri Konusunda Uyanık Olmak:
Psikolog Özel Eğitim Uzmanı [Yazar]