Çocuğunuz Doğru TV Programlarına ve Gelişimine Uygun Kitaplara Ulaşabiliyor mu?

Çocuğunuz Doğru TV Programlarına ve Gelişimine Uygun Kitaplara Ulaşabiliyor mu?

Çocuğunuz Doğru TV Programlarına ve Gelişimine Uygun Kitaplara Ulaşabiliyor  mu?

Tülay Özer

Tülay Özer

1. Çocuk kanallarının çocuk programlarını seçerken başvurmaları gereken yöntemler nelerdir?
 
 Çocuk kanallarına, çocuklara yönelik programları seçerken büyük bir sorumluluk düşmektedir. Çoğu ebeveyn sadece televizyonda yayınlandığı için sunulan içeriklere güvenmekte ve hiç sorgulamadan çocuklarına izlettirmektedir. Eğer bu programlar kanalın da kontrolünden geçmiyorsa uygunsuz içeriklerin geniş kitlelere zarar verme ihtimali oldukça artar. Aslında çocuklara yönelik programların etkilerini değerlendirmek için yapılan bilimsel araştırmalar mevcuttur. Yani küçük bir örneklem gruba program izlettirilip, programı izlemeyen akranlarıyla karsılaştırma yapılabilir. Bu tarz etkinlik araştırmaları çok uzun suren ya da maliyetli yüksek çalışmalar olmak zorunda değildir ama sonucunda bize verdiği güven büyüktür. O bakımdan kanalların bu özeni göstermesi ve programları yayınlamadan önce profesyonel araştırmacı ve uzmanlardan destek alması gerekmektedir.
 
2. Pedagogların çocuk programları seçilirken oynadıkları rol nedir?
 
Pedagogların uzmanlık alanı, çocukların yaslarına bağlı olarak nasıl bir zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim surecinden geçtiğidir. Bu bilgilere çocuk programlarının etkisini değerlendirirken fazlasıyla ihtiyaç duyulur. Örneğin, bir arabanın karaktere bürünüp konuştuğu ve kahraman olduğu bir çizgi filmden 3 ve 6 yaslarındaki iki çocuk bambaşka şekillerde etkilenebilirler. Ayni çizgi film, çocuklardan biri için hayal gücünü geliştirici zihinsel bir etki yaratırken diğer çocuk için kahramanın duygusal- sosyal özellikleri rol model olabilir. Daha büyük bir çocuk için ise, ayni program çok yoğun seyrediliyorsa genel gelişimi yavaşlatan bir etki yaratabilir. Bir uzman bu programları içerik, sekil ve sure bakımından analiz etmeli ve yas gruplarına göre en ideal kullanım şeklini belirlemelidir. Uzman yorumu ile aileleri doğru yönlendirmek ve çocukların zarar görmemesini aksine eğitici içeriklerden faydalanmasını sağlamak mümkündür.
 
3. Çocuk kitapları seçilirken pedagoglara düşen görevler nelerdir?
 
Kitaplar da ayni TV programları ve çizgi filmler gibi çocukların zihinsel, sosyal ve duygusal dünyasına önemli etkilerde bulunur. Özellikle kitaplar, çocukların düşünme, öğrenme, anlama, hafıza gibi zihinsel gelişim süreçlerini etkin şekilde destekler. Bu acıdan çocukların kitap okuma alışkanlığı mutlaka desteklenmelidir. Ancak çocuğa sunulan bir kitabin anlatım dili, içeriği ve kullanılan görseller bakımından çocuğun gelişim seviyesine uygun olup olmadığı ve çocuğun gelişimi üzerindeki olası etkileri mutlaka değerlendirilmelidir. Örneğin, korku unsurları ya da saldırgan öğeler içeren bir hikaye çocuğun duygusal dünyasını olumsuz etkileyebilir. Bu bakımdan çocuk programları gibi kitaplar da bir uzman kontrolünden gedmelidir.

4. Çocuk yayınlarını denetleyen bir pedagog danışmanlık kadrosunun var mı?
 
 Büyük yayınevlerinin yada TV kanallarının bünyesinde çocuklara yönelik içerikler konusunda uzmanlaşmış kişiler bulunuyor olabilir ancak bu kişiler anlaşıldığı kadarıyla pedagog değil, sadece çocuk kitapları ya da çocuk programları konusunda bilgili kişiler. Genelde bir pedagogdan destek alarak hazırlanmış kitap ya da TV programı örneğine çok rastlanmıyor. Daha çok çocuklara yönelik olduğu söylenen kitaplar ve programları sonradan pedagoglar ailelerin isteğiyle inceliyor ve çocuklarına uygun olup olmadığını yorumluyorlar. En azından benim bir uzman olarak çocuklara yönelik TV programı ya da kitaplarla ilgili deneyimim bu yönde. Bu incelemeler sonucu faydalı, güzel hazırlanmış kitap ve programlarla karsılaşabiliyoruz. Ama bazen de anlatım dilleri kotu, islediği konu bakımından bir çocuğun iç dünyasında karmaşaya yol açabilecek içerikler olabiliyor. Oysaki bir uzman desteğiyle hazırlansa özellikle kitapların çocuk gelişimindeki doğal olumlu etkisi pekiştirilip çok daha etkin hale getirilebilir.
 
5. Televizyon alışkanlığının çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?
 
Televizyon genel özellikleri itibariyle çocuk gelişimini destekleyen bir araç değildir. Aksine özellikle 0-3 yas donemi gibi erken donemde televizyonun çocuk gelişimine zararı büyüktür. Bu erken donemde TV ye maruz kalan çocuklarda ofistik eğilimin tetiklenebildiği, ciddi dil ve iletişim gerilikleri ortaya çıktığı ve sosyal uyum sorunlarının arttığı bilinmektedir. Bu sebepler dolayısıyla erken donemde hiçbir TV programından çocuk gelişimi acısından fayda beklememek gerekir. Hatta üzerinde bebeklerin zeka gelişimini desteklediği açıkça belirtilen DVD setlerinin bile sonradan yapılan bilimsel araştırmalarla oldukça sakıncalı olduğu bulunmuştur. Ancak çocuğunuz büyüdükçe özellikle 3 yasından sonra günde 30 dk yı geçmeyecek şekilde eğitici programlar seyrettirebilirsiniz. Örneğin, ilerleyen yaslarda "susam sokağı" gibi bilimsel araştırmalarla olumlu etkisi kanıtlanmış içerikler pek çok çocuk için geliştirici bile olmaktadır. Bunlar dışında, çocuk gelişimine uygun olmayan reklam ya da klipler gibi hızlı akan görüntüler içeren yada çocuğun yasına uygunuz içeriklere sahip TV dizileri gibi programlara bağımlılık büyük bir sorundur. TV bağımlılığının çocuklarda fiziksel tembellik, akademik basarisizlik, obezite, sosyal isteksizlik ve uyumsuzluk, dil ve zihinsel becerilerinde gerileme, duygu dünyasında donukluk gibi pek çok negatif sonucu vardır. Çocuklar için TV programlarının özenle secilmelsi ve TV seyretme suresi üzerinde her zaman ebeveyn kontrolünün olması çocuk gelişimiyle ilgili en çok dikkat etmemiz gereken konulardandır.
 
6. Yaşına uygun olmayan kitapları okumanın veya kendisine okunmasının çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?
 
Yasına uygun olmayan kitaplara maruz kalmak çocuğun en çok duygusal dünyasına zarar verecektir. Örneğin, korku unsuru içeren ya da hüzün gibi basa çıkması zorlu duyguları tetikleyebilen içerikler çocuğun davranışlarında olumsuz değişimlere sebep olabilir. Örneğin, okuduğu hikayeden etkilendiği için korkmaya başlayan ve odasında canavar olduğuna inanan bir çocuk yalnız uyumak istemeyebilir. Bu tarz davranış ve becerilerdeki gerilemeler çocuğun sosyal uyumunu yavaşlatır ve uzun sürerse kişilik gelişimini bile bütün olarak negatif etkileyebilir


Sinem Olcay Kademoğlu
Gelişim Uzmanı, Psikolog [Yazar]