Gebelik - 28. Hafta
Gebelik - 28. Hafta

Tülay Özer

28. haftaya giren bebek yaklaşık ortalama 1200 gram ağırlığında ve 35 santimetre boyundadır. Saçları uzamaya devam ederken, kaşları, kirpikleri oluşan bebeğin gözleri de tam olarak görebilmektedir. Doğduktan sonra bebeğin vücut ısısının ayarlanmasına yardımcı olacak olan yağ dokusu da oluşmaya başlamış durumdadır. Henüz doğum sonrasında kendi kendisine nefes almaya hazır olmasa bile bebeğin akciğer gelişimi tamamlanmak üzeredir. Ayrıca yeni üretilmeye başlanan sürfaktan isimli madde bebeğin ciğerlerindeki hava hücrelerinin birbirlerine yapışmasını önlemekte ve onu dış dünyadaki nefes alıp verme fonksiyonuna hazırlamaktadır. Kulak gelişimi daha önceki haftalarda tamamlanmış olan bebek artık, çevredeki diğer insanların sesi ve anne, babasının sesini ayırt edebilecek düzeye ulaşmıştır. Bu haftanın önemli olaylarından birisi de; eğer kan testleri sonucuna göre anne Rh negatif ise, bebeğin Rh pozitif olma ihtimaline karşı “anti D” iğnesi yapılacaktır.

Gebeliğin 28. haftasında anne adayına öneriler.

Ortalama olarak haftada yarım kilogram alan bebeği karnında taşıyan anne de neredeyse haftada bir kilo almaktadır. İşte bağlamda hızla genişleyen karın, basen, bel ve göğüs bölgesindeki derinin çatlamaması için ekstra bir nemlendirme işlemi uygulanmalı ve bakım yapılmalıdır. Aksi halde bu dönemde oluşan çatlakların tam olarak yok edildiği bir kozmetik ve tıbbi yöntem bulunmadığından, çatlaklarla yaşamaya alışmak gerekebilir. Bu haftaya kadar ayda bir kez düzenli olarak doktor kontrolüne giden annenin, bu haftadan sonra bebeğin gelişiminin daha yakından takip edilebilmesi için iki haftada bir doktora gitmesi gerekir.  Bununla birlikte alınan kilolar sebebiyle sindirim sisteminin yavaşlaması ve büyüyen rahmin mideye basınç uygulaması sonucunda mide yanması, ekşimesi de artmıştır. Bunu önlemek için de sıvı alımını artırmak, küçük porsiyonlarla sık sık yemek gerekir.

Gebeliğin 28. haftasında yorucu aktivitelerden kaçınılmalıdır.

Annenin vücudunun taşıdığı yük arttıkça, yorulma eşiği de düşmekte ve artık çok daha kolay yorgunluk, bitkinlik yaşanmaktadır. Bu dönemde eskisi gibi çalışmak, aktif olmak için çaba göstermek hem anneye hem de bebeğe zarar verebilir. Bu sebeple evde ya da ofiste yorgunluk, halsizlik hisseden anne mutlaka küçük molalar vermeli, hatta mümkünse kısa süre kestirmelidir. Aşırı yorucu geçen bir hamilelik dönemi hem annenin vücudunu, psikolojisini yıpratır hem de bebeğin gelişimini olumsuz etkiler. Yorgunluk hissedildiğinde dinlenmek önerilirken, gebelik dönemi egzersizlerinin de ihmal edilmemesi gerektiğinin altı çizilmektedir. Örneğin hamile platesi, gevşeme egzersizleri ya da en azından hafif tempolu yürüyüşler bu dönemde çok büyük önem taşımaktadır.

Hem ruhsal, hem fiziksel yüklerden kaçınmak gerekir.

Gebelik döneminin, doğumun, bebek bakımının ne kadar zor olduğu ya da tehlikeli olduğu şeklinde yorumların yapıldığı, olumsuz içeriklerin bulunduğu televizyon programlarından ve yayınlardan uzak durmak gerekir. Anneyi strese sokan, ruhsal olarak baskı altında tutan her türlü olay ve durum bebeğin gelişimini ve anne karnındaki ortamını olumsuz etkileyeceğinden gebelik döneminde negatif kişi ve ortamlardan kaçınmak en iyisidir. Bununla birlikte aşırı yağlı, karbonhidratlı besinler, hareket kabiliyetini azaltacak gıdalar hem gebelik sürecinin hem doğumun hem de doğum sonrasının zor geçmesine sebep olacaktır. bu sebeple anne kendisini canlandıracak, zinde tutacak, ona enerji verecek vitamin, mineral ve kalsiyum içerikli besinler tüketmeye özen göstermelidir.

 

Gebelik 27. Hafta

 

Gebelik 29. Hafta

>