Mart’ın yarı gri, yarı güneşli havasından sonra yeşilin kendini hissettirdiği kuş cıvıltılarının ruhumuzu hareketlendirdiği Nisan’la baharın yarısına geldik. Ufak ufak kışı uğurlamaya başlarken, bir yandan da evi bahara hazırlamaya, giysileri derleyip toplamaya, badana boya ,dekorasyona soyunduk bir çoğumuz. Her yıl doğanın kendini yenilemesi,yeniden canlanmasıdır ilkbahar , doğa nasıl kendini yeniliyorsa bizler de kendimizi yenilemeliyiz diye düşünüyorum. Kişisel bakımla başlayıp, gardrobumuzu, mobilyalarımızı, eşyalarımızı , bedenimizi, ruhumuzu yenibaştan ele alıp, revizyona sokmalıyız. Nasıl mı? Eşyaları revize edebiliyorsak kendimizi neden revize etmeyelim ki? Önce durup bir düşünmekle başlayalım ne dersiniz? Duralım ve bir düşünelim sadece 1 saat ; hergün hiç düşünmede kullandığımız 1.440 dakikadan bir günlüğüne sadece 60 dakikasını bugün kendimize ayıralım.
Günümüzü nasıl geçiriyoruz, istediğimiz gibi mi? verimli mi? Beklentilerimizi karşılayarak mı? Akşam yatağa uzandığımızda keyifli bir gün geçirdim diyebiliyormuyuz? Sevdiklerimize ne kadar vakit ayırabiliyoruz? En azından bir telefon kadar yakın olan akraba ve dostlarımızı arıyormuyuz? Çocuğumuza ayırdığımız zaman mecburiyetten çok keyifli geçen bir süre mi? Eşimizle birbirimize ne kadar vakit ayırıyoruz? Kendimize ne kadar vakit ayırıyoruz, keyif aldığımız birşeyler yapabilmek için?
Eğer plan yaparsak herşeye yetişebiliriz, sadece plan yaparak ve bu planı uygulayarak koşmacayı sakin ve kontrollu hale getirebiliriz. 1.440’dan vakit çalan bazı işleri rutin’e bağlayarak, hem yaptığımız işte hızlanırız hem de her geçen gün daha kısa sürede yapabiliriz. Bugün kü 60 dakikada düşündüklerinizi lütfen bir kağıt ve kalem alıp alt alta yazın, nasıl sıralayabilirsiniz? Nasıl önceliklendirebilirsiniz? Bazılarını hergün yapmak yerine farklı zaman dilimlerinde yapabilirsiniz. .. Şimdi lütfen sıranın en başına “ruhumu dinlendirmek” maddesini yerleştirin. Ruhsal durumumuz bizim kaptan pilotumuz, bizi motive veya demotive eden en önemli şey... Herşeyden önce motivasyonumuzu hep yüksek tutarsak( ki biliyorum bu her zaman kolay olmuyor) tüm zorluklar vız gelip tırıs giderler.
Ben bu hafta çok sevdiğim bir arkadaşımla birlikte Emirgan Korusundaki Lale Festivaline katıldım... Ruhumun dinlendiğini, baharın gökkuşağu renkleriyle yenilendiğini, kıpır kıpır bir bahara ve yaza hazırlandığımı hissettim. Kuş sesleri, lalelerin güzelliği , doğanın uyanışı ve dans edişi hayata daha canlı renklerle bakmayı sağlıyor. İmkanı olan herkese tavsiye ediyorum. İstanbulda olmayan arkadaşlarımın ise sadece bahçeye , parka çıkarak gökkuşağı rengini ve kuş cıvıltılarıyle aynı duyguları hissedeceklerinden eminim..
Biraz önce bazı işlerimizi rutin hale getirsek diye bahsetmiştim; işe yatmadan önce yapsak iyi olur maddeleri ile başlayalım.
Evdeki “eşya mıknatısları” ve “15 parçaya veda” adımının yanı sıra , şimdi de "yatmadan önce ne yapabiliriz" rutin ine geçelim ....
Yatış öncesi işleri üç kısma ayırabiliriz:
1. Yatmadan önce evde toparlanması gerekenler;
Salon : magazin, tabak, bardak , giysi, terlik gibi ıvır zıvırın toparlanması
Mutfak: Lavabonun temizlenmesi, mutfak tezgahının toparlanması, bulaşık makinasının kurulması
Antre : Eşya mıknatısı alanlarının toparlanması
2. Ertesi günü şöyle bir düşünelim;
Yapılacaklar listesi oluşturmak
Yarın sabahı daha rahat geçirebilecek neler akşamdan yapılabilir(sandviçler gibi..)
Sabah yanımızda götüreceklerimizi unutmamak adına kapıya yakın bir yere yerleştirmek
Ertesi gün giyilecekleri planlamak, ütü gerekiyorsa ütülemek, düğme dikmek vs..
3. Yatmadan önce kendimizle ilgili yapacaklarımız;
İşte sakinleşme ve yatağa hazırlık zamanı
Diş fırçalama, yüz temizliği, saç fırçalama
Vitamin veya diğer ilaçların yutulması
Ilık bir duş
Pijama, seksi bir gecelik veya hiç birşey... ile yatağa süzülmek
Eğlenmek için birazcık okumak, müzik dinlemek,dua etmek ...gevşemenizi sağlıyacak ne varsa onu yapın... ve aynı saatte yatmaya özen gösterin..
Yüzünüzde ve kalbinizde bir gülümsemeyle uykuya dalmayı deneyin..
Şimdilik ayrılıyoruz... en kısa sürede görüşmek üzere,
Sevgiler idil