Çocuğun doğal dürtülerinden biri olan oyun, kendiliğinden şekillenen, onun öğrenmesini, yaratıcılığını geliştirmesini ve enerjisini boşaltabilmesine yarayan keyifli bir etkinliktir. Çocuk oyun oynarken çevresindeki pek çok kişiyi taklit eder. Bu da onlara yaşam tecrübesini arttırmak için olanak sağlar. Oyun yoluyla üzüntü ve sıkıntılarından kurtulur, farklı özellikteki nesnelerle oynarken kavramları, sayıları ve buna benzer pek çok bilişsel yeteneğini de geliştirme imkanı bulur. Sizlerin nasıl bir işi varsa ve her sabah gidip büyük bir ciddiyetle çalışıyorsanız, çocuklarımızın işinin de OYUN oldunu asla unutmayınız. Oyun yoluyla çocuk, bir toplum içinde yaşamanın kurallarını, paylaşmayı, yardımlaşmayı, saygı göstermeyi öğrenir. Çocuğa kendini rahat ve huzurlu olabileceği bir oyun ortamı yaratmak önemlidir. Böyle bir ortamda çocuk yaş özelliklerine göre bazen bir arkadaşıyla, bazen büyükleriyle, bazende tek başına oynamayı tercih eder. Oyun yoluyla zihinsel, bilişsel, sosyal ve dil gelişimlerini hızlandırır. Zaman zaman oyun içinde arkadaşları ile tartışabilir, böyle durumlarda sorunlarını nasıl çözebileceğini öğrenir. Kimi zaman oyunun lideri, kimi zamansa oyundan dışlanan kişi olabilir. Yaşadığı minik sorunları çözebilmeyi yine oyun yoluyla edindiği tecrübelerle kazanır.
Oyun, farklı yaş dönemlerine göre değişiklik gösterir. 2 yaşından sonra çocuklar yaşantılarının farklı yönlerini yansıtan dramatik oyunlara yönelirler.
Çocukların oyun dönemlerini şöyle sıralayabiliriz
1-Tek başına oyun
2-Başka bir oyunu izleme
3-Paralel oyun
4-İşbirliğine dayalı kurallı oyun
Tek başına oyun başlangıçta çocuklar için mümkün olan tek oyundur. Bu oyun biçiminde çocuklar arkadaşları ile birlikte oynama girişiminde bulunmazlar. Bu evreyi izleyen bir diğer oyun biçimi başka bir oyunu izlemektir. Burada diğer çocuklarla ilişki kurmadan sadece izler. Paralel oyun aynı oyun malzemesini kullanan çocukların yan yana oynamalarına karşın faaliyetlerini bağımsız sürdürmeleridir. İşbirliğine dayalı kurallı oyunda amaç topluca organize olmak belirli bir sonuca ulaşmaktır. (Ana-baba çocuk H. Yavuzer 1997)
Okul öncesi dönemde çocuğa en sağlıklı oyun ortamını okul öncesi eğitim kurumları verir. Çocuk arkadaşları ile birlikte olma fırsatını yakalar. Ancak aynı şekilde evde uygun oyun ortamını sağlamak gerekir. Burada en büyük görev sizlere düşmektedir. Anne babaların çocuğun oyununa saygı göstermeyi, zaman zaman yalnız, isterse arkadaşları ile oynaması için fırsatlar yaratmayı en önemlisi de onunla başbaşa oyun oynamayı unutmaması gerekir. Sizler çocuklarınıza oyun yoluyla bazı sorumlulukları aşılayabilir ya da kuralları öğretebilirsiniz. Örneğin akşam sofra hazırlamayı oyun haline getirip ona da bu sayede küçük sorumluluklar aşılayabilirsiniz.
Oyun ortamının hazırlanması kadar oyuncak seçimi de önemlidir. Okul öncesi eğitim kurumlarında oyuncak seçilirken yaş gurubu özelliklerine, eğitici olmasına özellikle dikkat edilir. Ancak anne babalarında oyuncak seçimi konusunda dikkatli olması gerekmektedir. Oyuncak alırken cinsiyet ayrımı gözetmemelisiniz. Yani kız çocuklarına hep bebek, erkek çocuklarına ise araba almak gibi. Çocukların yumuşak oyuncaklardan çok hoşlandıklarını sarılma ihtiyaçlarını karşıladıklarını unutmayıp evde ayıcıklar, köpekcikler için mutlaka yer ayırmalısınız. Tahta ya da plastik bloklar, puzzlle ve legolar da evinizde olması gereken oyuncaklardandır. Ayrıca evinizde bir faaliyet köşesi de yaratabilirsiniz. Boyalar, artık materyaller, kutular, boyalar vs. ile birlikte keyifli zaman geçirir hem de yaratıcılığınızı artırabilirsiniz. Bütün bir günün koşturmacasından sonra evde çocuğunuzla geçireceğiniz bire bir zamanda, onunla oyunlar oynayarak günün özlemini giderebilirsiniz. Unutmayın ki çocuğunuz için oyun, onun en önemli işidir. Bu yolla hayatı öğrenir ve sosyal hayata uyum sağlamayı öğrenir. Sizlere düşen görev, uygun ortamlar hazırlayarak çocuklarımızın gelişimini desteklemektir.
Yayınlanması için gönderdiğiniz yazılar [Yazar]