30. hafta itibariyle yaklaşık 40 santimetre boyunda ve 1300 gram ağırlığında olan bebek, hızla büyümeye ve rahimde daha fazla yer kaplamaya devam ediyor. Bu haftaya kadar dümdüz bir yüzeye sahip olan beynin artık kıvrımları oluşmaya başlamıştır. Kıvrımlar arttıkça beynin kapasitesi de artmaktadır. Bununla birlikte bebeğin tüm vücudunda koruyucu bir tabaka halinde olan ve onun vücut ısısını ayarlayan ince tüy tabakası kaybolmaya başlar. Çok keskin ve net olmasa da 30 haftalık bir bebek görebilme yetisine sahiptir. Ancak bir bebeğin tam olarak görebilmesi için yaklaşık 2 yaşında olması gerektiği de unutulmamalıdır.

Bebeğin hareketleri takip edilmelidir.

Bebek büyüdükçe rahimde daha fazla alanı kaplamakta ve dolayısıyla da bebeğin hareketleri çok daha net hissedilmektedir. Eğer 3-4 saat boyunca anne bebeğin her hangi bir hareketini hissetmiyorsa, bu durum bir sorunun işareti olabileceğinden mutlaka doktora başvurulmalıdır. Ortalama günde 10 kez bebeğin annenin fark edebileceği şiddette hareket etmesi gerekmektedir.

Bebeğin yeterince büyüyebilmesi için beslenmeye dikkat edilmelidir.

Artık çok daha hızlı gelişen ve büyüyen bebeğin bu hızının yavaşlamaması için annenin de doktorun önerilerini göz önünde bulundurmak şartıyla daha fazla beslenmesi gerekmektedir. Annenin aldığı kalsiyum, vitamin ve mineraller doğrudan bebeğin kemik, kas ve hücre büyümesine yaramaktadır.

Kaşıntılara karşı nemlendirici kullanmak gerekir.

Alınan kilolarla birlikte annenin cildi de gerilmekte ve kaşınmaktadır. Özellikle de göbek, basen ve bacaklar bu dönemde çok fazla kaşınır. Annenin bu bölgelere sık sık nemlendirici yağlar ve kremlerle masaj yapması ve mümkün olduğu kadar kaşımaktan kaçınması gerekmektedir.

Mide yanmaları her geçen gün artıyor.

Doğumun rahatça yapılabilmesi için kasları gevşeten gebelik hormonları, yemek borusunu mideden ayıran kas topluluğu kadında mide yanmasına, ekşimesine sebep olur. Bu nedenle de annenin yediği, içtiği gıdalar mideden aşağı gitmek yerine göğse, boğaza doğru çıkar ve midede ekşime, yanma hissi uyandırır. Bunu engellemek mümkün olmamakla birlikte, önlemek adına daha küçük porsiyonlarda yemek yenebilir ve yatmadan 2 saat öncesinde yeme-içme etkinliği sonlandırılabilir.

Uyku sorunları baş gösterebilir.

Annenin vücudu alışık olduğundan çok daha fazla kilo ile artan kadınlık hormonları ile, dolaşım ve sindirim sistemindeki değişiklikler ile mücadele ederken eskisi kadar rahat bir uyku düzeni kalmamıştır. Özellikle de karnın büyümesiyle birlikte vücudun ağırlık noktası değiştiğinden daha önceki uyku pozisyonlarında yatmak mümkün değildir. Bu dönemde daha rahat bir uyku için sol tarafa dönerek yatmak, mümkünse karnın altına ince, yumuşak bir yastık koymak, sakinleşmek, ruhen arınmak için yatmadan önce klasik müzik dinlemek önerilebilmektedir.

Diş etlerinde kanama olabilir.

Bu haftalarda pek çok hamilede görülen diş eti kanamaları alınan kalsiyumun, vitamin ya da minerallerin yeterli gelmediği, ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmediği şeklinde yorumlanabilmektedir. Bu bağlamda öncelikle günde iki kez yumuşak uçlu bir diş fırçası ve flörür içeriği yüksek bir diş macunu ile dişlerin fırçalanması önerilmektedir. Ayrıca şişen, iltihaplanan, ağrı yapan diş etleri için de doktordan yardım almak ve sağlıklı beslenmeye çalışmak gerekmektedir. Zira bu dönemde yaşanan bir diş hastalığı ya da diş kaybı anneye zor günler yaşatabilmektedir.