Çocuk ve Ergenlerde Takıntı

Çocuk ve Ergenlerde Takıntı

Obsesyon halk arasında takıntı, vesvese diye tarif edilir...
Çocuk ve Ergenlerde Takıntı
Obsesyon takıntı hastalığı olarak bilinir. Kişinin zihninden bir türlü atamadığı, yoğun sıkıntı veren, tekrarlayan düşünce, dürtü, görüntü şeklinde imgelerdir.

Tülay Özer

Tülay Özer

Takıntılar, her insanda olabilecek olan, tekrarlı olarak yapılan davranışlardır. Bu davranışlar temizlik, simetri, çizgilere basmamak veya belirli sayılar ile ilgili pek çok şekilde görülebilir. Bazı insanların bu tarz davranışları onların gündelik yaşamlarını çok etkilemez iken, bazı insanlarda ise yaşamlarını engelleyecek, işlevselliklerini ellerinden alacak kadar rahatsız edebilmektedir ve obsesif kompulsif gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklara neden olabilmektedir. 

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tekrarlayıcı biçimde zihni meşgul eden ve kaygıyı arttıran düşünceler ile tekrarlayıcı, kaygıyı gideren ritüel benzeri davranışlarla karakterize, kronik bir seyir gösteren ve belirgin işlevsellik kaybına yol açabilen nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Burada Obsesyon; uygunsuz ve belirgin anksiyeteye sebep olan, davetsiz, egodistonik, ısrarlı, fikir, düşünce, dürtü ve imgelerdir. Kompulsiyon ise bir obsesyona tepki olarak tekrarlayıcı, amaca yönelik, belirli kuralları olan, streotipik hareketlerdir. Sadece davranışsal değil zihinsel de olabilir. Kompulsiyonlar anksiyete ve gerginliğin azaltılmasına yöneliktir, haz alma yaşanmaz Görünüşte bir amaca yönelik, kesin kuralları olan, istenç dışı yineleyen davranışlar yada motor eylemlerdir. Ancak kalıcı yararı olmaz, hastayı yorgun düşürür. Obsesyonun oluşturduğu gerilim, kompulsiyonun yerine getirilmesi ile kısa süre hafifletilmiş olur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk, son yıllara kadar yetişkin örneklem gruplarında araştırılan bir hastalıktı ancak yetişkinlerle geriye dönük yapılan çalışmalarda, belirtilerin erken dönemlerde başladığı fark edilince çocuk ve ergenler üzerinde de araştırılmaya başlanmıştır. Uzun yıllar yetişkinlerdeki yansıması üzerinde durulmasına ve çocukluk çağında görülmeyeceğine inanılmasına rağmen son yıllardaki çalışmalar aksini göstermiştir. Bozukluğun yaygınlığının çocuklukta azımsanamayacak kadar sık görülebildiği bilinmektedir. 

Belirtileri:

Çocuklarda ve ergenlerde en sık görülen belirtiler, bulaşma korkuları ve buna eşlik eden kompulsif el yıkama ve kaçınmadır. Anne-babasının ya da kendisinin güvenliğine ilişkin obsesif endişe oldukça yaygındır. Kontrol kompulsiyonu sık görülen bir başka belirtidir ve daha yaygın bir obsesif düşüncenin belirtisi de olabilmektedir. Örneğin, çocuk başkalarına zarar vermediğinin kanıtlarını toplamaya çalışıyor olabilir.

Böyle çocukların yaptıkları şeyleri anne babalarına onaylattıklarını, sürekli olarak akıllarına gelen kötü düşünceyi sıkıcı bir biçimde anlattıklarını ya da sürekli olarak onlardan güvence istediklerini görürüz.

Sayma, düzenleme, dokunma kompulsiyonları da oldukça yaygındır. Bir kısmı, belli bir obsesif endişeyi gidermek için yapılsa da; çoğu kompulsiyon "tam doğru" olana kadar tekrarlama biçimindedir. "Tam doğru" olana kadar yapma çabası zihinsel ritüeller (sessizce dua etme, belli kelimeleri tekrarlama, belli bir şeyi düşünme, bir şeye belli bir biçimde bakma, vb.) biçiminde de olabilir. Bu tekrarlamalar, akademik performansı da bozabilir.

Çocukların gülünç olduğunu düşünmeleri ya da alaya alınabilecekleri düşünceleriyle çocuklar OKB belirtilerini yıllarca saklayabiliyorlar, tedavi için başvurduklarında da bu belirtilerinden söz etmeyebiliyorlar bu yüzden de sıklıkla depresyon ve kaygı bozukluğu tanısı alabiliyorlar.

Pek çok çocukta gelişim dönemlerine bağlı olarak bu davranışlar sık görülebilmektedir. Çocukların sihirli dünyaları ile bağlantılı olarak bu davranışları normal sayılmaktadır. Örneğin çocukların bazı özel şanslı sayıları olabilir, yolda yürürken yapraklara basma, çizgilere basmama gibi davranışlar gösterirler. Çünkü çocuklar çevrelerini kontrol etmek, anlamlandırmak ihtiyacı içindedir ve bu tarz örüntüler onların gelişimi ilerletebilir, sosyalizasyonu arttırabilir, anksiyeteyle baş etmede çocuklara yardımcı olabilir, yeni beceriler geliştirmelerine ve çevrelerini keşfetmelerine yardımcı olabilmektedir. Yetişkinliğe doğru ilerledikçe bunlar kendiliğinden yok olur. Ama çocukluk çağı OKB’de yetişkinliğe kadar ısrarla kalır. OKB acı verici, hareketsiz bırakıp işlevlerini görmesini engelleyen, utangaçlık ve izole edilmiş duygularına, sosyal izolasyona neden olur. Ritüelleri durdurma girişimi de aşırı anksiyeteye ve düşmanlığa, saldırganlığa yol açabilir. Aileler de ritüellere katılırsa çocuk asla baş etmeyi öğrenemez. 

Yetişkinlere göre çocuklarda başlangıç yaşı hatırlanamamaktadır, OKB daha çok eşik altı belirtilerle kendini göstermektedir ve bu yüzden de Çocukluk çağı OKB tanısı ve tedavisi gecikebilmektedir. Ayrıca obsesif belirtiler kolaylıkla gözlenememektedir. Genelde yetişkinler bu tarz davranışlarının saçma olduklarını bilmelerine rağmen kendilerini yapmaktan alıkoyamazlar; ama çocuklarda iç görü sınırlıdır ve davranışlarının saçma olduklarını düşünmezler. çocukluk döneminde obsesyonların eşlik etmediği parmak yalama ve daireler çizerek yürüme gibi saf kompulsiyonlar görülebilir. Çocuklar bu tarz tekrarlayıcı hareketlerine ailelerini de ortak edebilirler. Belirtiler kademeli ortaya çıkıp sinsice ilerlerler.

Çocukluk çağında takıntılar aileler tarafından dikkatli bir şekilde izlenmelidir. Tedavide ise çocukla beraber ailenin de katılımı oldukça önemlidir. Özellikle çocuk kompulsiyonlarına aileyi katmışsa ya da aile içindeki davranışlar hastalığı artırıyorsa, ailenin de tedavide etkin yer alması gerekiyor. Bu hastalığın oluş nedenlerinde biyolojik faktörler önemli yer tuttuğundan ilaç tedavisi önemsenmeli. Çocuğu destekleyici terapiler de tedavi için öngörülebilir.

 


Ertuğ Gül
Psikolog [Yazar]

"Çocuk ve Ergenlerde Takıntı" ile ilgili BENZER YAZILAR