Çocuk ve Aşk...

Çocuk ve Aşk...

Çocuk ve Aşk...

Tülay Özer

Tülay Özer

Her gün bir başkasına aşık oluyor...
"Geçen gün dizime başını koymuştu, birlikte televizyon izliyorduk. Birden“Anne biliyor musun ben Emre ile evleneceğim. 2 tane çocuğumuz olsun istiyoruz. Ben ona aşığım.” dedi... O an ne diyeceğimi bilemedim... Babasına söylesem kıyameti koparır... Öğretmenin haberi var mıdır acaba?"

Aşk, bireylerin kendilerince yüklediği farklı anlamlar nedeniyle kişiye özgü ve biriciktir. Kimi aşkı bir paylaşım, kimi acı, kimi bir dokunuş veya bakış olarak tanımlar. Yetişkinler için çoğu zaman cinsellik, bu durumun en önemli parçası olabilir ki çocukların aşkı ile yetişkin aşkı bu noktada birbirinden ayrılmaya başlar. 4-5 yaş çocuğunun aşkı, saf, ani ve geçicidir. O gün ilk kez görüp sadece iki saat birlikte olduğu bir çocuk ile ertesi gün evlilik hayalleri kurabilir. Aslında bu evlilik hayalleri kurma, onların bir duygu yoğunluğu içinde olmaktan çok büyüklerini model alma ve taklit etme davranışı içinde olduklarına en büyük işarettir.

Çocuğunuz birine aşık olduğunu söylediğinde yapılacak en son şey, onu bu davranışından ötürü kınamak, “Aaaa ne kadar ayıp, başka yerde sakın söyleme” demek, cezalandırmak, dalga geçmek, aşık olduğu diğer çocuk ile görüşmesine engel olmaktır. Çocukların birine aşık olduğunu söylemesi, söylediği kişiye güven duyduğu anlamına gelir. Eğer biraz önce sıralanan tepkiler gösterilirse, çocuk güveninin boşa olduğunu, anlaşılamadığını düşünebilir. Bu durum, pekiştiriciler artmaya devam ettiği takdirde daha yerleşik bir güven problemine, ileri yaşlarda aile ile özel duygu ve düşüncelerini paylaşmamaya zemin hazırlar. Dolayısıyla, bu yaşlarda yaşanan aşkın, ergenler ya da yetişkinler arasında yaşanan aşktan oldukça farklı, ailelerin en çok çekindiği cinsel ilişki fikrinden uzak olduğu unutulmamalı ve kabullenici bir tavır içinde olunmalıdır. Bu, çocuğunuzun size güven duymasına, her konuyu sizinle yargılanmadan konuşabileceği mesajını almasına olanak sağlayacak güzel bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Ayrıca, bu durum çocuğunuzun anne ya da babası ile evlenmesinin olanaksız olduğuna ikna olduğu ve cinsel kimliğinin yerine oturmaya başladığının bir kanıtıdır. Anne ve babadan kopup sosyal hayata daha da derinlemesine daldığını gösterir. Yani, çocuğunuzun aşık olması daha çok iyiye işarettir.

Çocuğunuz aşk acısı yaşıyor ise, duygularını sakın küçümsemeyin. “Sen daha küçüksün ne aşk acısıymış, git oyuncaklarınla oyna” gibi tepkiler çocuğun güven duygusuna vurulan darbelerdir. Ne kadar incinmiş olabileceğini anladığınızı, her insanın hayatının bir döneminde bu tür duygu hali içinde olabileceğini, ama zamanla bu duyguları ile başa çıkmayı öğreneceğini söyleyin. Bilişsel yetileri sebebiyle, bu söylediklerinizi tam olarak algılayamasa da onun yanında olduğunuzu, yargılamadan sorununa birlikte çözüm bulmaya çalıştığınızı görmesi kendini güvende hissetmesine vesile olacaktır.

 


Açelya Şahin Fırat
M.A. Uzman Klinik Psikolog [Yazar]