Akran İstismarı

Akran İstismarı

Akran İstismarı

Tülay Özer

Tülay Özer

Bizimki okulun şamar oğlanı oldu!

"Eren, o gün yine kolunda diş izleri ve bacağındaki morluklarla geldi eve... Bu durumu gören annesi ne yapacağını bilemedi... Bir ara babasını aramayı düşündü ama vereceği tepkiden çekindi... Okulu aradı... Öğretmen durumun farkında olduklarını, Eren’i bu şekilde istismar eden çocuğun ailesi ile görüştüklerini ama olumlu bir gelişme kat edemediklerini söyledi... Eren, ailesi ve okuldakiler dahil olmak üzere herkes kala kalmıştı...."

Bu hikaye size tanıdık mı geldi? Bu gibi durumlar hemen hemen her okulda çeşitli dozlarda yaşanmakta ve kişilerin kendilerini çaresiz hissetmelerine neden olmaktadır.

Peki bu durumla baş etmek için ne yapmalı?

En önemli nokta çocuğunuzun sarsılmış olan özgüveninin tamir edilmesi ve her ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin sizin onun yanında olacağınızı bilmesi, hissetmesidir. Çocuğunuza: “Bu durumdan hoşlanmadığın her halinden belli. Kimsenin senin hoşlanmadığın bir şeyi sana yapmaya hakkı yok. Arkadaşının bu yaptıkları hiç de normal davranışlar değil. Sen arkadaşının bu davranışlarına boyun eğmek zorunda değilsin. Ben senin bu problemi çözebileceğine inanıyorum.” şeklinde bir konuşma yaparak içinde bulunduğu durum hakkında bilgi verebilir, bu durumdan kurtulması için alternatifler sunabilirsiniz.

Hemen öğretmenlerle konuşmak, zarar veren çocuğu ailesine şikayet etmek veya çocuğu köşede kıstırıp fırça çekmek aklınıza gelecek en son çözüm yolları olsun. Çünkü bu davranışlar çocuğunuza “Senin bu durumdan kendi başına kurtulma becerin yok, bu nedenle ben duruma el koyuyorum ve olayı BEN çözüyorum” mesajı vereceğinden çocuğunuzun zaten kırılmış olan özgüvenine bir darbe daha vurmaktan ileri gitmeyecektir.

Çocuğunuza kendini savunmada yardımcı olacak ama aynı zamanda sınırı aşmayan stratejiler bulmasına yardım edin. “Sen de ona vur” veya “Sen de onu ısır” gibi yaklaşımlar yerine, çocuğunuzun yaşıtlarına göre daha gelişmiş becerilerine kullanarak kendini savunmasını önerin. Örneğin, çocuğunuzun sözel becerisi iyiyse, arkadaşından zarar göreceğini hissettiğinde hemen o çocuğun yanında ayrılmasını ve öğretmenine dil becerisini kullanarak durumu anlatmasını söyleyebilirsiniz. Bizim toplumumuzda yaygın olan “Sen de ona zarar ver” mantığı pek işlevsel bir çözüm değildir. Çünkü, bu tür davranışlar ortamı germekten ve sorunu tırmandırmaktan öteye gitmez.

Zaman zaman benzer deneyimlerinizden bahsedebilir, kendi kullandığınız problem çözme stratejilerinden örnekler verebilirsiniz. Bu konuşmalar, olayın dramatikleştirilmesini engeller ve aile içi paylaşımınızın artmasına zemin hazırlar. Dolayısıyla olumsuz bir olayı, çocuğunuz için öğrenme vesilesine dönüştürebilirsiniz.

Unutmayın! Çocuğunuz büyüyor ve siz o her sorun yaşadığında yanında olamayacaksınız. Çocuğunuz bu çevrede, bu tür insanlarla sürekli karşılaşacak. Eğer problem çözme ve bu tarz durumlarla baş etme becerilerini geliştirmesine fırsat tanımazsanız, ileriki yaşamında daha büyük sorunlar yaşayabilir.

Eğer çocuğunuzun tüm çabalarına rağmen olayların ardı arkası kesilmiyor ise, çocuğunuza müdahale edebileceğinizi gösterin, fakat öncesinde onun da fikrini alın.

 


Açelya Şahin Fırat
M.A. Uzman Klinik Psikolog [Yazar]